-
1 kırık cizgi
ло́маная ли́ния -
2 kırık çizgi
İnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > kırık çizgi
-
3 kırık çizgi
broken line -
4 kırık
1) Bruch myerde bir cam kırığı buldu er fand eine Glasscherbe auf dem Boden; ( daha küçük) er fand einen Glassplitter auf dem BodenII adj1) gebrochen\kırık çizgi math eine gebrochene LinieK\kırık testi lit (Heinrich v. Kleist) Der zerbrochene Krug4) \kırık dölü uneheliche(s) Kind5) ( tavlada pul) geschlagen -
5 çizgi
линия, черта, штрих- ana çizgi
- bükme çizgi
- cephe çizgisi
- çevre çizgisi
- çırpı çizgisi
- dalgalı çizgi
- dikey çizgi
- doğru çizgi
- doruk çizgisi
- düşey çizgi
- eğik çizgi
- eğri çizgi
- eksen çizgisi
- emme çizgisi
- etki çizgisi
- fırça çizgisi
- jeodezik çizgi
- kesik çizgi
- kesikli çizgi
- kesiksiz çizgi
- kesişme çizgisi
- kesit çizgisi
- kırık çizgi
- kuvvet çizgisi
- moment çizgisi
- münhani çizgi
- noktalı kesik çizgi
- orta çizgi
- ölçü çizgisi
- paralel çizgi
- referans çizgisi
- sevk çizgi
- sıfır çizgisi
- sınır çizgisi
- su ayırım çizgisi
- tarama çizgisi
- ufki çizgi
- ufuk çizgisi
- yapı çizgisi
- yatay çizgi
- zigzaklı çizgiİnşaat Mühendisliği ve Mimarlık Türkçe-Rusça Sözlük ve Rus-Türkçe Sözlük > çizgi
-
6 kırık
(-ğı)1.прям., перен. разби́тый, сло́манный, разру́шенныйkırık çizgi или kırık hat — ло́маная ли́ния
kırık hayat — разби́тая жизнь
kırık ışın — физ. преломлённый луч
2.1) оско́локcam kırıkı — оско́лок стекла́
2) перело́мkırık tahtası — лубо́к (для сломанной ноги, руки)
3) поврежде́ние4) дроблёное зерно́; крупа́buğday kırıkı — пшени́чная крупа́
taş kırıkı — ка́менная кро́шка
5) геол. сброс; разло́м, сдвиг6) (тж. kırık not, kırık numara) плоха́я оце́нкаkırık (numara) almak — получи́ть плоху́ю отме́тку
kırık vermek — ста́вить плоху́ю оце́нку
◊
kırık dökük — а) разру́шенный, развали́вшийся, ве́тхий; б) бессвя́зный (о речи); ло́маный (о языке); в) оста́тки (чего-л.); г) хлам, старьё◊
kırık dökük bir kanepe — ве́тхий дива́н◊
kırık dökük bir ifade — бессвя́зное выраже́ние -
7 kırık
оско́лок (м) перело́м (м)* * *I 1. озвонч. -ğı1) врз. разби́тый, сло́манныйkırık dişler — вы́щербленные зу́бы
kırık hayat — разби́тая жизнь
kırık sandalye — сло́манный стул
beli kırık — а) с переби́тым хребто́м / позвоно́чником; б) перен. бесси́льный
kolu kanadı kırık — с переби́тыми кры́льями; лишённый [пре́жней] си́лы / авторите́та
vücudum kırık — я чу́вствую себя́ разби́тым
2) нечистокро́вный2. озвонч. -ğı1) обло́мок, оско́лок (стекла и т. п.)2) мед. перело́мkolunda kırık yok, ama çıkık var — у него́ нет перело́ма руки́, а есть вы́вих
3) повреждённое ме́сто, поврежде́ние4) дроблёное зерно́; крупа́buğday kırığı — пшени́чная крупа́
5) геол. сброс; разло́м, сдвиг6) плоха́я отме́тка ( у школьника)••- kırık dökük II озвонч. -ğı; разг.любо́вник, ха́халь; любо́вница -
8 broken line
kirik çizgi -
9 ломаная линия
kırık çizgi, zigzaklı çizgiТурецко-русский словарь и русско-турецкий словарь по строительству и архитектуре > ломаная линия
-
10 zikzak
1. متعرج [مُتَعَرِّج]2. معرج [مُعَرَّج]3. ملتو [مُلْتَوٍ] -
11 ломанный
1) kırıkло́манные ве́щи — kırık eşya
2) çetrefilговори́ть на ло́манном неме́цком языке́ — Almancayı çetrefil konuşmak, çatra patra Almanca konuşmak
••ло́манная ли́ния мат. — kırık çizgi
-
12 متعرج
مُتَعَرِّج1. yılankaviAnlamı: dolambaçlı2. girintiliAnlamı: girintisi olan3. dolambaçlıAnlamı: dolamacı olan4. eğriAnlamı: düz olmayan, çarpık5. serpantinAnlamı: kendi üzerine sarılarak hazırlanan savrulduğunda çözülen ince ve uzun şerit6. zikzak -
13 معرج
IمَعْرَجmerdivenIIمُعَرَّج1. dolambaçlıAnlamı: dolamacı olan2. fırfırlıAnlamı: fırfırı olan3. girintiliAnlamı: girintisi olan4. eğriAnlamı: düz olmayan, çarpık5. zikzak6. serpantinAnlamı: kendi üzerine sarılarak hazırlanan savrulduğunda çözülen ince ve uzun şerit -
14 ملتو
مُلْتَوٍ1. girintiliAnlamı: girintisi olan2. dolambaçlıAnlamı: dolamacı olan3. eğriAnlamı: düz olmayan, çarpık4. serpantinAnlamı: kendi üzerine sarılarak hazırlanan savrulduğunda çözülen ince ve uzun şerit5. zikzak
См. также в других словарях:
kırık çizgi — is., mat. Bir veya birkaç noktada doğrultu değiştiren çizgi … Çağatay Osmanlı Sözlük
çizgi — is. 1) Çizilerek veya çeşitli yollarla oluşmuş iz, çizi, hat, tahril Bu kâğıda üç çizgi çekti. Ö. Seyfettin 2) Yüz ve vücut hatlarının her biri Gözlerinin rengi, yüzünün çizgileri, boyu bosu bile değişmiyordu. O. Rifat 3) mat. Bir noktanın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırık — 1. is., ğı, jeol. Fay 2. is., ğı, hlk. Kadının veya erkeğin yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu erkek veya kadın Birleşik Sözler kırık dölü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kırığı olmak 3. sf., ğı 1) Kırılmış olan Kırık pencereden … Çağatay Osmanlı Sözlük
şimşek — is., ği 1) Bir bulutun tabanı ile yer arasında, iki bulut arasında veya bir bulut içinde elektrik boşalırken oluşan kırık çizgi biçimindeki geçici ışık, balkır, çakım, çakın, yalabık, yıldırak 2) mec. Parıltı Birleşik Sözler şimşek taşı Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zikzak — is., ğı, Fr. zigzag 1) Art arda birdenbire ters yöne açılar yapan kırık çizgi 2) mec. Sık sık değişen görüş, düşünce veya davranış, istikrarsızlık Yurdumuzun daha çok zikzaklar ülkesi olduğuna artık iyice alıştık. H. Taner 3) sf., mec. Karşılıklı … Çağatay Osmanlı Sözlük
HATT-I MÜNKESİR — Geo: Kırık çizgi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük